İLÂHÎ ZEVKİN KAPISI KADIN

Biz Türklerde yerde oturulur.

Yuvarlak bir sofranın etrafında herkesin yüzü niğmete çevrilidir. Rızka karşı bir hürmet ve cesedî edebdir.

Her taraftan Kâbe’ye dönülerek namaz kılınır bilirsiniz.

Benim memleketimde incir ağacına çıkmazlar.

Gugar denilen çatallı bir değnekle toplarlar.

Dut ağacının altına çarşaf tutarak silkelerler.

Bunlar tesadüfi âdetler değillerdir.

Sebepleri büyüktür ve mânevîdir.

Hemen “nedir?” diye sorma.

Söylemem, ne işine yarar.

Aklın kavramak arzusunda bulmaya savaştığı şeyler, aklın dışındaki şeylerdir.

Bunları akla sokmaya uğraşmak küfürdür.

Küfün Hakikati; kavranamayanı örten, perdeleyen demektir.

“LÂ HAVLE VELÂ KUVVETE” ALLAH’ın’ sizin yanınızdaki kıymetini çoğaltmak içindir.

Buna devam et!

Yanılmaların çoğu aşırı doğruluktan doğar.

Bugünkü cemiyetde :

Gören kör,

Duyan sağır,

Konuşan dilsiz ol!..

Bugünkü insanlarla konuşmak çölde su aramak gibi birşey hem de yorucudur.

İyi ve kötü insanlar tabiri kalmadı.

Artık ne kötü insanlar var.

Ne iyi insanlar var.

Hepisi bir oldular.

Karıştılar birbirleriyle.

Kadın, Hatun, Efendi, Bey, Ağa kalmadı.

Hepsi dişi, erkek o kadar.

Genelev, Erkekler için kurulmuştur.

Kadınlar için değil.

Ahlâksız kadın yoktur.

Olamaz.

Erkek tarafından o hâle getirilmiştir ve isim verilmiştir.

Erkekler kendi nefislerinin esiridirler.

Bundan dolayı “Kadınlar sizin ziynetierinizdir” buyrulmuştur.

Onları hoş tutunuz.

Eziyet etmeyiniz.

Cenab-ı ALLAH Kur’ânı Kerimde :

Emir ve mükâfatları, yasakları hep erkeklere hitapdır.

Kadınlara doğrudan doğruya hitap yoktur.

Sebep nedir ve niçin?

“Cennet anaların ayağı altındadır.”

“Anaların ayağı” ayakları deği.

Hangi ayak?

Niçin? Müfret “teker” olarak kullanılmıştır.

Bu evlâtlara hitapdır.

Aynı zamanda bütün kadınlara hitapdır.

Kadının kıymetini bildiriyor.

“Bana kadın sevdirildi.”

Havva’nın yegane suçu erkeğe itaatdir.

Yılana kanan Âdemdir, Havva değil.

Bu, bir hakikati gizli kapaklı fakat apâşıkâr anlatır.

Anlamadın bu lâfı yine.

Kesretten vahdete doğru gitmek, hakiki sevgi ile olur.

Hakiki ibadet cezbedir.

Cezbe öteden çekmedir, çekilmedir.

Cesedler birleşir sonra ruhlar birleşir.

Bu hâl kesretten vahdete doğru gidiştir.

O zaman çiftler orgazm olurlar, ibadetin en üst zirvesinde boşalma sadece dimağî, ruhî olur. Bu mutlak varlığa kavuşmanın bahtiyarlığıdır.

Boşalma oldu mu herşey biter.

Hiçbir duygu his kalmaz.

Bu hâl, beşerî kelimenin izah edemeyeceği tam bir kurtuluştur. Erme, saadet bir kadınla olur. Resûl-ü Ekrem “bana kadın sevdirildi” buyurdu.

Bunda İlâhî murad vardır.

Kâinat kanunu olarak, tabiî olarak zorla sevdirildi demektir.

Cinsi hislerle değil de bir ibadet olmasından ötürü böyle söylemek mecburiyetinde kalmıştır. “Kadınlar sizin ziynetinizdir. Onları hoş tutun.” Âyet.

Boşalma anında kadın bağırır.

Niçin? Gözlerini yumar, ağzını acar.

Bu, duyduğu İlâhî zevke karşı teşekkür ve duadır.

Bu anda duyduğu İlâhî zevkin 70 bin misli fazlasını cennetden “Cemâlullah”ı seyirde duyacaktır.

İnsan vücudu bu zevke tahammül edemez olduğundan bu bir dakika bile sürmez.

Her türlü yapacağın işlerde sevab ve günah arama.

İnsaniyetine hakaret etmiş olursun.

Aklın eremediğini akla sokmaya çalışmak akla karşı hakaret olur.

ALLAH’ı yarattığı şeylerle varlığını isbata kalkma.

ALLAH’ı isbata kalkmak şüphe etmenin tam kendisidir.

ALLAH’ın yarattığı şeylerde ALLAH’ın kudretini görmeye çalış!.. Hiçbir peygamber ALLAH’ı isbata kalkmamıştır.

Onun emirlerini bildirmiştir.

Bilir misin : Leylek, kırlangıç muhacir kuşlardır.

Yaz mevsiminde muayyen aylarda hep şimal nısıf küresine dağılırlar.

Kışa doğru sıcak iklimlere geldikleri yere doğru giderler.

Tekrar geldiklerinde yuvalarını bulurlar.

Şaşmazlar.

Bunun sebebi nedir?

İklim şartları, ilk defa akla gelirse de ve doğru ise de sebep bambaşkadır.

İklim ile maskelenmiştir.

Cenub küresine seyahat eden kuş yoktur.

Tuhaf değil mi?

Tuhaf değil sebebi var aslanım.

Şimal, Cenub, Ekvator Kuşları, çiçekleri, balıkları, böcekleri, ağaçları, nebatatı, meyvaları bambaşkadır, insanlarında bile bazı morfolojik ve karakter, yaşayış, âdet farkları vardır. Hayvanları bambaşkadır.

Leylekler yere kondukları zaman yerde ötmezler.

Ancak yuvalarında öterler.

Yuvaları yerde değildir.

Yüksektedir.

Acaba sebep nedir?

Sebebini ögrensen ne kazanırsın.

Benim fikrime kalırsa hiçbir fayda vermez.

Büyük faydası vardır ama öğrenirsen sebebini.

Çok tuhaf bir haber vereyim bak:

Şimal ve Cenub kutuplarında an yoktur.

Hayvanlarla, duygularınızla konuşabilirsiniz.

Herşeyde dikkatli ol!

Hem de çok dikkatli!..

Kötülük bazen kaza ve kaderle karışır.

“Yedinci kurşunu daima sakla...”

Bu söz eskilerin en büyük tecrübe öğüdü ve nasihatidir.

Bu günün insanları aklının peşine takılmış şuûrsuz bir hâlde gidiyorlar.

Nereye?...

Kendi çöküşlerini içlerinde taşıyorlar, insanlık kıymetini kaybettiler.

Yeni nesiller, ümit kırıntıları, hayal kırıklığı ile hiç bilmedikleri bir takdirin uyumu içinde çabalıyorlar.

Bu ne demektir, bilir misiniz?

İnkâr...

Neyi?..

Söylemek ayıp...

Değişmeyen bir nizam.

Hissedilip idrak dışı bırakılmış bir ahenk.

Şaşmayan bir takdirin uyumu içinde herşey.

Bu uyuma; kanaat, sabır, rıza ile giren insan gayb halkasına girmiş demektir ki o insan ALLAH ile peygamber arasındadır.

İnsan ile ALLAH arasında Su vardır.

İnsan ile arş arasında o bilmediğimiz şebnem vardır.

Kavmi Tufan: Nuh peygamber Kavmi Ad: Hud peygamber Kavmi Semud: Salih peygamber Kavmi Lût: Lût peygamber Kavmi Nemrut: İbrahim peygamber Kavmi Firavun: Musa peygamber Hepsi geldi geçti.

Şimdi “kavmi burâ” devrindeyiz.

29.07.1986

Lâ Havle Velâ Kuvvete illâ billahi’l-azîm : Hayrı vermede ve şeri gidermede sonuç olarak; mevcud ve potansiyel güç ancak ve anacak Azîm olan ALLAHu Zü’l- Celâl’dedir. Cemâlullah : Allah'ın cemâli.CEMAM : Rahat olmak. Dinlenip yorgunluğu gidermek. İstirahat etmek.

Cenub : Güney. Şimalin zıddı olan taraf.

Şimal : Sol, sol taraf. Sağın ve cenubun zıddı. Kuzey.

Nizam : Sıra, dizi, düzen. Dizilmiş olan şey, sıralanmış. * İcaba göre yapılan kanun. Bir kaideye binaen tertib olunmak ve ona binaen tertib olundukları kaide. * Bir işin sebat ve kıyamına medar, sebep olan şey ve hâlet.