Erkeklerde :
Sol ayak sağa doğru yatık ve sol kalça üzerine oturacak.
Sağ ayak dik, parmakların alt uç kısımları yere değecek vaziyette dik ve baş parmak sol ayak parmaklarına temas hâlinde olacaktır. “Mecburiyet var mıdır?”.
Hayır...
Yalnız vücudun sağ ve sol beyin fonksiyonlarının elektrikiyet akımının bazı hususlarının temini, ta’dil-i erkânın cesedî, kimyevî, fizikî sırrını ortaya çıkarır.
Sol taraf beyin, sağ tarafı idare eder.
Sağ taraf beyin, sol tarafı idare eder.
Sol taraf beyindeki bir âfet sağ tarafda görülür.
Sağ taraf beyindeki bir âfet sol tarafda görülür.
Sol, düşünce merkezidir.
Sağda felç olanlar konuşamazlar.
Soldaki felç konuşur.
Sağ beyin hareket merkezidir.
Namazda başka türlü oturmaya çalışma!
Secdeye gittiğin zaman, ayak vaziyetin hemen yerden kaldırmadan değişecek dikkat et! Alışırsan haberin olmadan bu hareketler kendiliğinden olur.
Kadınlarda ise:
Ayak durumları bambaşkadır.
Sebep nedir?
Haaa...
Orası çok mühimdir.
Anlatmaya uğraşacağım.
Bakalım...
Kadın :
Sol ayak aynı erkeğin ayağı gibi sağa doğru tamamiyla yere değecek.
Sağ ayak da sol ayak baş parmağını tecavüz edecek derecede topuk kısmıyla sol ayağın üzerine binecek.
Parmaklar sağa doğrudur.
Kalçalar bunların üzerine oturacak.
Secdeye gittiği zaman dizler yek diğerine yapışık bir hâlde ayaklar aynen kalacak.
Sebep?..
Ne yapacaksın?
Her şeyi öğren amma bazılarını da dinle!
İster yap!
İster yapma!..
Öğrenip de yapamazsan sana öğreten de sen de sarsılırsın; iyi olmaz.
Bazı mesele ve konularda insanların sessiz olması lâzımdır...
Namazdaki ta’dil-i erkân vücud hareketlerine dimağı düşünce ve aynı zamanda o anda husule gelecek uzviyet kimyasıyla alâkası vardır.
Namazda huşu’ bu sûretle husul bulur.
Huşu’ gürültüden uzak, insanın kendi kendisiyle yalnız kalmasıdır.
Bilirmisiniz;
Gürültü, kanda dimağda potasyum muvazenesini bozar.
Ani hiddetlerde bu muvazene yine bozulur.
Delilerde potasyum muvazenesi bozuktur.
18.06.1985
Ta’dil-i erkân : Fık: Namazın bütün rükünleri, esaslarını usulüne uygunca yerine getirerek ve namazın tertib ve düzeninin hakkını vererek kılmak. Meselâ : "Secdeyi sükunetle yerine getirmek ve iki secde arasında "Sübhânallah" diyecek kadar doğrularak oturmak. Kıyamda ve rüku'dan sonraki kıyamda sükunet üzere olmak ve namazın bütün dualarını dikkatle okumak. Namazın her rüknünü yerine getirmek, acele ile kılmamak" gibi.
Âfet : Belâ. Musibet. Büyük felâket. Dâhiye. * Mc: Son derece güzel.
Tecavüz : Haddini aşma. Söz veya hareketle ileri gitme. * Aleyhine hareket etme. * Zorlama. * Geçme. * Sataşma, saldırma, sarkıntılık.
Huşu’ : Alçak gönüllülük. Hayâ etmek ve mütevazi olmak. Korku ile karışık sevgiden gelen edebli bir hâl. Yüksek ve heybetli bir huzurda duyulan alçak gönüllülük. Sükun ve tezellül.